Editörlüğünü Celal Türer’in (Prof. Dr.) yaptığı Felsefe Tarihi Bilimsel Araştırma Yayınları (BİLAY) etiketiyle yayımlandı. Bayram Ali Çetinkaya (Prof. Dr.), Celal Türer (Prof. Dr.), Hasan Yücel Başdemir, Kasım Küçükalp (Prof. Dr.), Süleyman Dönmez (Prof. Dr.) ve Hümeyra Özturan’ın (Dr. Öğr. Üyesi) bölüm yazarları olduğu eserin takdimi şu şekilde:
“Felsefe tarihini düşünceler arasındaki iletişim ve konuşma
sürecini temsil eden bir düşünce hadisesi olarak görmek, içine girildiği andan
itibaren insanın kendisini keşfettiği bir dünyayı fark etmek anlamına
gelir. Bu fark ediş, esasen salt tarihsel gerçekliği teşhir etmekten ziyade
onun bizler önüne açtığı düşünme imkânlarını keşfetmektir. Felsefenin geçmişi
uzun bir döneme sahip olsa da Batı’da felsefe tarihi yazımı modern dönemde
başlamıştır. Modern dönemde başlayan felsefe tarihçiliği yazımının Batı
merkezli bir medeniyet okuması hatta bir tür koloniyalizm taşıyıcılığı
yüklenmiş olduğu aşikârdır. Günümüzde felsefe tarihi yazım geleneğimizin bir
kırılmaya uğradığı, kendi bakış açımızı yansıtan metinlerin yazılmaya
başlandığı söylenebilir. Batı’nın aynı’lıklar üzerinden ve kesinlik fikrine
dayalı akıl merkezli/logosentrik okumasını yapı bozumuna tabi tutan bir
anlayışın hızla yayıldığı görülmektedir.
Elinizdeki eser, Felsefe Tarihi A. B. Dalında görev yapan altı öğretim üyesinin
Antik Yunan geleneğinden Ortaçağ’a ve İslam Felsefesine, Modern dönemden
Postmodern zamanlara aktarılan ve genel “felsefe” diyebileceğimiz söylemin
aksettirdiği belli bir yaşam ve varoluş biçimini keşfetme çabasını içerir.
Felsefi söylemin hem aracısı hem de ifadesi olduğu yaşam biçimine sıkı sıkıya
bağlı olduğunu düşünen hocalarımız, okuyucuyu ve öğrencileri bu düşüncenin
taşıyıcısı olan filozofların hayatlarıyla, fikirleriyle, ortaya koymuş
oldukları sorunlarla ve öğretileriyle tanıştırmayı hedeflemiştir. Aynı şekilde
onlar, “Şeyleri anlayabilmek için onları gelişmekteyken görebilmeli”diyen
Aristoteles’i takiple, felsefe olgusunu kaynağından ele almanın, evrimleşen
tarihine tanık olmanın fikirlerle diyaloğa, düşünsel veya dalınç gibi sezgisel
uygulamalara ya da kısaca tefekküre yol alacağını ummaktadır.”
*
Bölüm yazarlarından Kasım Küçükalp sosyal medya hesabından kitaba ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kolektif bir çalışmanın bir ürünü olan ve benim de Rönesans’tan Kant Felsefesi dahil olmak üzere olan bölümlerin yanı sıra, Postmoderizm bölümünü kaleme aldığım Felsefe Tarihi kitabı nihayet elime ulaştı. Öncelikle çalışmanın editörü olan Prof. Dr. Celal Türer olmak üzere, bu çalışmaya katkıda bulunan tüm kıymetli hoca arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Çalışmanın özellikle ilahiyat lisans programları başta olmak üzere Türk akademisine hayırlara vesile olmasını dilerim.”