Şehir Akademi’nin düzenlediği Akif Emre Sempozyumu geçtiğimiz cumartesi (26 Mayıs) Kayseri’de gerçekleştirildi. İki ayrı oturumda Akif Emre ve düşüncesi farklı yönleriyle ele alındı.
Kısa kısa…
İbrahim Çelik:
En iyi, en güzel ve en doğru düşünceler iyi insanda, seciyesi temiz insanda tezahür eder… Din bile… Akif Emre seciyesi temiz bir insandı.
Akif Emre’nin duruşu görüşleri sahici bir usule sahiptir. Onun İslamcılığını diğerlerinden ayıran itikadi anlam ve boyuttur.
Mustafa Şahin:
Akif Emre Müslüman kimliğinin altına ve üstüne bir şey koymadı. Yalnız bir insan değil müstakil bir insandı.
Akif Emre kalbiyle düşünen bir insandı. Örnek bir hayat yaşadı. O elde ettikleri ile değil terk ettikleri ile büyüktü.
Dursun Çiçek:
Akif Emre’nin 80 sonrası İslamcılarından en temel farkı hafızası olan bir İslamcılık anlayışına sahip olmasıydı. Onun İslamcılığı ütopya olmadığı gibi distopya da değildi. Müşahhas, itikadi anlamda inanılan ve tarihsel anlamda yaşanan bir İslamcılıktı.
Akif Emre’den bir muhafazakârlık veya Selefilik çıkarma çabaları hep olacaktır. Lakin onun kabulleri muhafazakârlık olmadığı gibi reddedişleri de Selefiliğe indirgenemez.
Yücel Bulut:
Akif Emre kendi istediği biçimde bir iktidar bile olsa muhalif tavır ve duruşun devam etmesini ister… Çünkü sahici muhalefet sürekliliği ve hayatiyeti sağlar, çürümeyi engeller…
Alev Erkilet:
Akif Emre muhafazakâr ve modern çağda bu iki dayatmanın ötesinde hep üçüncü bir yaşama biçiminin imkânını hatırlattı ve buna sadece inanmadı bunu göstergeleri ve izleri ile müşahhas olarak gösterdi.
Semih Kaplanoğlu:
Akif Emre çağa nasıl ümmileşilebileceğini hayatı ile gösterdi. Eşya ile ilgili tavrı tevhidi ve müminceydi. Ona göre İslam yaşandı yaşıyor ve yaşanacak… Onun tarihe hayata ve geleceğe bakışındaki göz ve görme biçimi çok önemli…
Faruk Karaarslan:
Akif Emre coğrafyadan hafıza topluyordu. Afrika’nın en kuytu köşesindeki iz bile onun için bir hafızaya dikkat çekmekti… Onunki somut olana ulaşma bir kimliğe dikkat çekmeydi.
Hasanali Yıldırım:
Akif Emre’nin kim olduğu sorusu “kim değildir”in cevabı ile doğru orantılıdır.
Yusuf Yerli:
Dağlarda dağlanmayan yüreğin, keskinleşmeyen bilincin taşıyacağı bir Dava’nın olamayacağının farkındaydı Akif Emre. Hira’sına sığınıyor; enfüste/afaktaki, ayetleri okuyarak varoluş bilincini kuşanıyordu. Hira’dan geçmeden Sevr serüvenine çıkanların sığlıklarından bizardı.
Katılımcıların ifadeleri ve fotoğraflar Dursun Çiçek’in sosyal medya hesabından iktibas edilmiştir.