Mahalle Mektebi’nin 36. sayısında(Temmuz-Ağustos), Ömer Korkmaz’ın “Kitsch’ini Örtmek” adlı yazısı önemli vurgular içeriyor.
Korkmaz “Kitsch neden üretilir” sorusunu soruyor ve şu cevabı veriyor: “Çünkü piyasanın okuyacağı, izleyeceği ‘şeyler’ gereklidir. Bu üretimi kimin yaptığı önemli değildir. Önemli olan pazarlanabilir olmasıdır. Pazarlanabilir değilse pazarlanabilir kıvama sokulabilir olmasıdır.”
Bir “şeyin” pazarlanabilir olduğuna karar veren kitsch pazarlayıcısının, çeşitli enstrümanlarla, reklam faaliyetleri yürüterek pazarlama faaliyetine giriştiğini vurgulayan Korkmaz, kitsch’in görünümüne, nasıl bir şey olduğuna dair her biri önemli on iki madde sıralıyor.
Korkmaz’a göre, kitsch asil ve yaratıcı olmaktan uzaktır. Kitsch, -mış gibi, -miş gibi yapar. Kitsch üreticisinin ortaya çıkardığı ‘şey’, varoluşsal bir zorunluluğun sonucu değildir. Kitsch, asil değildir görgüsüzdür. Sanattan alınan ince, içkin zevkin yerini kitsch üründe belli belirsiz bir tatmin hissi alır. Kitsch üreticisi has şiirin özelliklerini kullanır ama bunu yüzeysel bir şekilde ilkel araçlar ile yapar. Kitsch üreticisi kolaycıdır. Kitsch ürün bir yenilik barındırmaz ve zihni beslemez. Kitsch ürün muhatabından yetkinlik talep etmez. Kitsch, gerçek sanatı ıskalar. Kitsch, sanat için yokluklar ülkesidir, varlığı emer fakat yerine hiçbir şey koyamaz.
Kitsch’in rağbet görmesini, sanat eseri niteliğine sahip kitapların çok az basılıyor olmasını ve okunuyor olmasını sanatın geleceği açısından korkunç olarak değerlendiren Korkmaz’ın yazısının sonunda dile getirdikleri günümüz kültür-sanat ilişkilerinin fotoğrafı niteliğini taşıyor: “Piyasanın patronları birbirlerinin kitsch’ini örttüğü, kültür politikalarını yürütenlerce bu duruma müdahalede bulunulmadığı sürece buradan kolay çıkamayacağız ve ‘sanatın sonu’ tartışmalarına devam edeceğiz.“